Biyografi

CAHİT OTOLOĞ

20 Haziran 1934, Şanlıurfa/ Birecik14 Şubat 1975, Şanlıurfa/ Birecik

Kemani Cahit Otoloğ, Tanburi Cemil Bey geleneğini sürdüren kemanilerden biri olup, Nubar Tekyay ekolünü de günümüze taşıyan en önemli üstattır. Birecik’in günümüze kadar yetiştirmiş olduğu en önemli keman üstatlarındandır.


1934 yılında, Şanlıurfa’nın Birecik ilçesine bağlı Sancak Mahallesi’nde doğdu. İlk müzik bilgilerini ve musikiye olan tutkusunu “Efendi” lakabıyla anılan babası Cemil Otoloğdan almıştır. Tarzıyla ve kişiliğiyle saygı gören Cemil Efendi, Birecik’teki Ermeni Kilisesi papazının piyanosunu satın alarak 1930’lu yılların Birecik’inde evinde ‘piyano’ bulunan ve piyanoyu muazzam olarak çalan bir kişi olarak bilinmektedir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Cemil Efendi, Şamlı İskender’e ait nota mecmualarının takibi ve eski dille yazılmış musiki repertuarları toplamasıyla zengin bir musiki birikimi edinmişti. 

Müstesna keman üstatlarından ve aynı zamanda öğretmen olan Cahit Otoloğ’un kemana karşı olan özel ilgisi çocukluğuna kadar uzanır. Babası Cemil Efendi’nin yönlendirmesiyle ilk keman eğitimini Birecikli Ermeni asıllı sanatkardan alarak, Batı müziği konusunda kendisini muazzam seviyede geliştirdi. Bugün belki de keman icracılığında, onu erişilmez bir mertebeye taşıyan, eşsiz yorumlamalar yapabilmesine olanak sağlamış olan bu eğitim, müzik tutkusuyla da bütünleşerek, kendisini tanımamıza vesile olmuştur. 

İlkokul ve Ortaöğretim yıllarını Birecik’te tamamlayan Cahit Bey, liseyi Şanlıurfa’nın merkezinde yer alan Urfa Lisesi’nde bitirdi. Kemani Cahit Bey’in, lise öğrenimi sırasında Urfa’daki sıra gecelerine katılması, Urfa’nın merkez kültürünü tanımasına ve benimsemesine yol açmıştır. Şanlıurfa’nın gazel konusundaki en önemli ustaları Tenekeci Mahmut Güzelgöz, Halil Hafız Uzungöl, Ahmet Uzungöl, Çulhacı Hafız Mahmut Kayaer gibi üstatların meclislerinde bulunarak gazel geleneğini yerinde öğrendi.  

Mezopotamya kültürünün hâkim olduğu çok zengin bir yapıya sahip, geniş bir coğrafyada yaşayan Cahit Bey, gençlik yıllarını ve sanatını bu çeşitlilikle besleyerek; Güneydoğu müziği ve Türk halk musikisinin icrasını çok iyi özümsemiştir.

   Cahit Bey, Hoyrat ve Barak havalarını keman tınılarıyla bambaşka bir seviyede, muazzam ustalığı ile icra etmiştir. Sanatını, iyi bir araştırmacı ve dinleyici olarak her daim sürdürmüştür.  

Batı musikisine dair pratiğini batı ekollerinin etütleriyle geliştiren Cahit Beyin, günlük yaşantısı içerisinde İtalyan besteci ve keman virtüözü Paganini’nin etütlerine her gün çalıştığı bilinmektedir.  

Musikide klasik tavıra da büyük önem ve özen göstererek, Nubar Tekyay, Haydar Tatlıyay, Ama Recep Bey’den yararlandı. Kemani Cahit Bey, teknik ve tavır olarak, Nubar Tekyay ekolünü, günümüze taşıyan en önemli üstatların başında gelmektedir.  

Klasik Türk musikisi ve Batı tarzında çok iyi icracı ve çok yönlü bir üstat olmasının yanı sıra Tanburi Cemil Bey’den çok etkilenen Cahit Bey, Tanbur taksimlerini keman sazına taşıyarak, Tanburi Cemil Bey geleneğini de sürdüren en önemli kemanilerin başında gelmektedir.  

Üniversite yıllarında Ankara Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümü öğrencisiyken, zamanın üniversite olayları ve kendisinin de bilhassa müziğe olan eğilimi neticesinde son sınıf öğrencisiyken üniversiteden ayrılan Cahit Bey, düşünce dünyasını, keman icralarında yorumlamaktan hiç vazgeçmedi. Batı müziğini, Halk müziğini ve Klasik Türk musikisini çok iyi bilen Kemani Cahit Bey, yaşamını kemanının tınılarıyla birleştirerek kâinata adeta çığlık çığlığa seslenen benzersiz bir kemani olarak hafızalara kazınmıştır.  

Sanatın gayesinin insanı geliştirmek olduğuna inanarak yola çıkan Cahit Bey, yarıda bıraktığı üniversite hayatından sonra Birecik’e geri dönerek Halk eğitim merkezinde musiki kursları açmış ve birçok yetenekli öğrencinin kendisini geliştirebilmesi için zemin hazırlamıştır. Sadece keman kursları değil, bağlama kursları ve derslikleri de açarak, doğup büyüdüğü Şanlıurfa’ya bütün sanat bilgisini, deneyimlerini ve musiki terbiyesini aktarmaya çalışmıştır. Ayrıca kendi imkânlarıyla Birecik’ten, Şanlıurfa’ya giderek Şanlıurfa musiki cemiyetinde; keman dersleri, müzik bilgisi, koro çalışmalarının yanı sıra ses icrası dersleri de vermiştir. Parmakla gösterilen nadir keman üstatlarından birisi olarak anılması, saygıdeğer bir öğretmen olarak hafızalarda yer edinmesinin en önemli sebebi de budur. 

Cahit Bey, Birecik Atatürk ve Dumlupınar İlköğretim Okulunda uzun yıllar müzik öğretmeni olarak ders vermiştir.

Cahit Bey’in, Birecik’te yaşadığı evinde viyolonsel, viyola, kanun, ney, mandolin ve kendisine Hindistan’dan hediye olarak takdim edilen Sitar gibi birçok farklı müzik enstrümanını da bulunduğu bilinmektedir.

    Kemani Cahit Bey, İstanbul musikişinaslarına hiç benzemeyen, kendisine has sanat üslubu olan, çalma tekniği ve tavır olarak da Türk keman geleneğine bambaşka bir noktadan dokunarak, Birecik’in sınırlarını aşmayı başarmış müstesna bir kemanidir. Cahit Bey’in müziğinde hissettirdiği yoğun duygular ve özgün tavırlar bugün hala ondan ve sanatından hayranlıkla bahsetmemize neden olmaktadır.

   Cahit Bey’in 1975’te geçirmiş olduğu kalp krizi sonucu çok genç yaşta hayatını kaybetmiştir. Mezarı Şanlıurfa Birecik Asri mezarlığındadır.